13 Mart 2015 Cuma

Nükleer, doğru kullanıldığında hayat kurtarır

Eminim ki “nükleer” kelimesi benim gibi herkesin zihninde olumsuz bir çağrışım yapıyordur. Genelde “enerji” kelimesi ile yanyana kullandığımız ve faydalarından çok zararlarını öğrendiğimiz nükleer kelimesi, “tıp” kelimesinin yanında kullanıldığında bu olumsuz çağrışım biraz olsun yok oluyor. Nükleer aslında, atom çekirdeği ile ilgili, çekirdeksel gibi anlamlara gelmektedir. Nükleer Tıp ise, canlılara verilen radyoaktif maddelerin yaydıkları ışınların özel yöntemler ve cihazlarla dışarıdan sayımı, görüntü halinde izlenmesi ve tanımlanması ile tehşis konulmasını sağlayan tıp dalı. Tıp öğrencilerinin gözdelerinden olan Nükleer Tıp Uzmanlığı, günümüzde rağbet gördüğü gibi, geleceğin meslekleri arasında da yerini almış durumda. Türkiye’de bu alanda uzmanlığını alan ilk kişilerden biri ise Nükleer Tıp Uzmanı Doktor Mari Benli.

Uzman Doktor Mari Benli - Nükleer Tıp Uzmanı

Türkiye’nin ilk nükleer tıp uzmanlarından

Doktor Mari Benli, İstanbul doğumlu, Ermeni asıllı bir Türk vatandaşı. Robbert College’den mezun olan Mari’nin Nükleer Tıp alanına yönelmesi, 80’li yıllarda Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ndeyken gerçekleşmiş. Fizik, kimya ve matematik derslerine olan ilgisinden dolayı okulda arkadaşlarının “Marie Curie” adını taktıkları Mari, tıp fakültesini bitirdiği sene Cerrahpaşa’da Nükleer Tıp alanında uzmanlık verilmeye başlandığını duyduğunda, hiç tereddüt etmeden bu alana yönelmeyi seçmiş. Tıp fakültesini cerrah olma isteğiyle seçen Mari’nin bu alana yönelmesinde, annesinin söylediği “Ben senin insan kesmeni istemiyorum kızım” cümlesi de etkili olmuş. Ülkemizde Nükleer tıp alanının ilk uzmanlarından biri olan ve 35 yıldır bu alanda çalışan Doktor Mari, bu tercihinden dolayı hiç bir zaman pişmanlık duymamış. Günümüzde Florence Nighingale hastanesinde çalışan Doktor Mari, bugün Türkiye’nin en iyi nükleer tıp uzmanları arasında gösteriliyor.

Tıbbi cihazlardan elde edilen görüntüler bilgisayar ortamında inceleniyor


Kim demiş radyoaktif madde zararlıdır

Hastalıkların teşhisinde radyoaktif maddelerin kullanımı temeline dayanan Nükleer tıp uzmanlığı, sağlık sektöründeki diğer uzmanlık alanlarına göre daha tehlikeli olarak görülüyor. Ancak gerekli önlemler alındığı ve kurallara uyulduğu sürece bu alanda çalışmak son derece güvenli. Atom Enerjisi Kurumu da Nükleer tıp alanında çalışanlara yılda iki kez kan sayımı ve yılda bir kez de cilt ve göz kontrolü yaptırıyor. Doktor Mari de, uzun yıllar bu mesleğe devam etmesine rağmen, bugüne kadar bununla ilgili herhangi bir sağlık problemi yaşamadığını ifade etti. Ancak hamile olan ve bu alanda çalışan kadınların dikkatli olmaları konusunda da uyardı.

Nükleer Tıp Uzmanı aranıyor

Dünya ile neredeyse aynı anda Türkiye’de de uzmanlık verilmeye başlanan Nükleer tıp alanında uzman ihtiyacı kolayca kapanacak gibi görünmüyor. Günümüzde ülkemizdeki çalışma alanı kısıtlı olmasına rağmen, Nükleer Tıp uzmanlarının sayısının da oldukça düşük olması, Tıp öğrencilerinin bu alana eğilmelerinde başlıca sebeplerden biri. Doktor Mari, genç meslektaşlarının bu alanda uzmanlaşmayı seçmeleri halinde pişman olmayacaklarının altını çizdi. Çalışma koşullarının son derece rahat olduğunu belirten Mari, bu alanda genellikle nöbet sistemi olmadığı için insanı çok fazla zorlamadığını ifade etti. Ancak gençlerin uzmanlaşmak istedikleri alanı, çalışma koşullarını görerek karar vermeleri gerektiğini vurgulayan Mari, diğer türlü bir uzmanlık alanına başlamanın hayal kırıklı ile sonuçlanacağını belirtti.

Nükleer tıp kliniğinde hastaların rahat etmesi için her ayrıntı düşünülüyor


Teknolojiye adaptasyon önemli

Teknolojideki gelişmelere bağlı olarak nükleer tıp alanında kullanılan cihazlar da gün geçtikçe daha da gelişiyor. Radyoaktivite sayıcıları, Gamma Kamera ve PET-CT gibi aygıtlatın kullanıldığı nükleer tıp alanında uzmanlaşmak isteyen gençlerin teknolojiye meraklı olmaları, bu alanda kendilerini geliştirmeleri konusunda kendilerine büyük fayda sağlıyor. Daha bilgisayarların günlük hayatta kullanılmaya başlamadığı dönemde bu alanda uzmanlık alan Doktor Mari, fizik, kimya ve matematik’te olduğu kadar teknolojik gelişmeleri takip ve bu gelişmelere adaptasyon konusunda da oldukça iyi olduğunu söyledi. Çok fonksiyonlu hesap makinaları kullanırken, bir anda bilgisayar kullanımına geçtiğini belirten Mari, nükleer tıp uzmanı olmayı düşünenlerin teknolojiye adaptasyonlarının da çok iyi olması gerektiğinin altını çizdi.

Doktor fedakar olmalı

Tıp fakültesinde öğrenim gören tüm gençlere, uzmanlık için nükleer tıp alanı en iyi seçimlerden biri. Özellikle kendisine ve ailesine vakit ayırmak isteyen, sağlık sektöründe temiz ve rahat bir ortamda çalışmak isteyenlerin en gözde alanlarından. Tüm genç meslekteaşlarına tereddütsüz bir şekilde bu alanı önerebileceğini söyleyen Doktor Mari, gelecekte bu alanda daha çok uzmana ihtiyaç duyulacağı görüşünde. Uzmanlığını bu alanda yapacak olan kişilerin ekonomik yönden bir kaygılarının olmaması gerektiğini ve beklentilerini karşılayabilecek bir ücretle çalışmaya başlayabileceklerini belirten Mari, işini severek yapan herkesin başarılı olabileceğine ve ekonomik kaygılar taşımayacağına inandığını ifade etti. Mari, genç meslektaşlarına son öğüt olarak ise şu önemli noktayı hatırlattı: “Tıp okumayı seçiyorsan, fedakar olacaksın.”

Haber : Şahin ALP
Fotoğraflar : Şahin ALP
(Bu bir fotoğraflı haberdir)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder