27 Mart 2015 Cuma

Modern çağın kahinlik bilimi: Aktüerya

Türkiye’deki üniversiteler her yıl yüzbinlerce mezun veriyor. Bu mezunlardan kimileri zor da olsa iş bulabilirken, bir çoğu bu kadar şanslı olamıyor. Bu yüzden insanlar, iş bulmak için üniversiteden sonra da çok çaba sarf etmek zorunda kalıyor. Altı yıllık bir tıp fakültesi okuduktan sonra bir kadroya yerleşebilmek için TUS sınavına giren doktor adaylarını düşünün mesela. Doktorluk ne kadar gözde bir meslek olsa da, ülkemizde bu mesleği yapan yaklaşık 130 bin kişi var. Peki nüfusu 76 milyonun üzerinde olan Türkiye’de öyle bir meslek düşünün ki, toplamda bu işi yapan yalnızca 269 kişi var. Bunların da sadece 122’si sicile kayıtlı olarak bu mesleği icra ediyor. Sayıları parmakla gösterilecek kadar az bu meslek erbaplarının yaptığı işin adı Aktüerlik (Aktüerya).


Alper ÜNLENEN - Aktüer

            Bulunmaz Hint kumaşı mı?

            Birçok çeşitli tanımı yapılmakla birlikte en yaygın şekliyle Aktüerya; “hayat sigortalarının ilk uygulamaları ile birlikte 1792 yılında İngiltere’de ortaya çıkmış olan, sigorta, uzun vadeli yatırımlar ve emeklilik ile ilgili fiyatlandırma ve risk analizine yönelik hesaplama ve tahmin yöntemlerinin bütününü içeren bir bilim dalı” olarak tanımlanmaktadır. Bu bilim dalı ile uğraşan Aktüer de; “gelecekteki finansal riskleri değerlendirerek ve gelecekle ilgili öngörüde bulunarak şirketlerin atması gereken adımları belirleyen kişi” olarak tanımlanıyor. Ülkemizde aktüerlerin sayılarının bu kadar az olmasına karşın, sürekli olarak yatırımların arttırması ise Aktüerliği en gözde mesleklerden biri haline getiren sebeplerden yalnızca bir tanesi. Durum böyle olunca Aktüer’de haliyle bulunmaz Hint kumaşı oluyor.

            “Aktüerya, bir kurumun direksiyonudur”

            Aktüerlik mesleği genellikle sigortacılık sektörü ile birlikte düşünülse de çalışma alanı oldukça geniş bir meslek dalı. Aktüerler, sigortacılık, bankacılık, yatırım firmaları, borsa, birleşme ve satın almalar gibi çeşitli alanlarda kendilerine çalışma sahası bulabiliyorlar. Hacettepe Üniversitesi İstatistik bölümü mezunu olan, aynı zamanda Aktüerler Derneği Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Alper Ünlenen, yaptıkları işi kısaca “bir kurumun direksiyonu olmak” şeklinde tanımlıyor. Uzun yıllar birçok sigorta şirketinde çalışan ve daha sonra Aktüeryal Sigorta ve Danışmanlık Şirketi’ni kurarak kendi işinin patronu olan Alper bey, yurtdışında aktüerlerin kendilerine daha fazla çalışma alanı bulduğunu ifade etti. Amerika’da sayıları 16 bin, İngiltere’de 17 bin, Almanya’da 3 bin olan  aktüerler, devlet kurumlarında, yerel yönetimlerde ve üniversitelerde de çalışma alanları bulabiliyor.

Alper Bey, Aktüeryal Sigorta ve Danışmanlık Hizmetleri Şirketi'nin sahibi

            Matemetik ve analitik düşünce gerektiriyor

            Türkiye’de Hacettepe ve Marmara Üniversitesi’nde lisans düzeyinde bölümü bulunan aktüeryanın, Bahçeşehir, ODTÜ ve Marmara Üniversitesi’nde de yüksek lisans düzeyinde eğitimi veriliyor. Aktüer olmak için meşakkatli bir yolu göze almak gerekiyor. Ülkemizde T.C Hazine Müsteşarlığı ve TEGEM’in yaptığı sınavları başarıyla geçerek Aktüer ünvanı elde edilebiliyor. Bu mesleğe yıllarını veren Alper bey, iyi bir aktüer olmak için bazı özelliklere sahip olmak gerektiğini belirtti. Temeli matematik ve istatistik bilimlerine dayanan bu meslekte başarılı olabilmek için öncelikle matematiği sevmek gerekiyor. Buna ek olarak ise Analitik düşünce yetisi ve yabancı dil bilgisi şart. Aslında yaptıkları işin yabancı dil bilgisi ile bir alakası olmadığını söyleyen Alper bey, yabancı dilin bu işi yapacaklara kendilerini geliştirmeleri hususunda lazım olacağını vurguladı.

            Aktüerlik, küresel anlamda geleceğin mesleği

            Ülkemizde henüz hak ettiği değeri göremeyen aktüerlik, sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde de en değerli mesleklerden biri olarak kabul ediliyor. Hatta 2013 yılında yapılan ve Career Cast internet sitesinde yayınlanan oylamada, yılın en iyi meslekleri listesinde Aktüerlik 1. sırada yer alıyor. Birçok gazete ve dergide yayınlanan geleceğin meslekleri kategorisinde de her zaman ilk sıralarda bulunuyor. Bir kuruma bağlı olarak çalışabildikleri gibi, serbest olarak da bu mesleği yapabilen aktüerler, birçok büyük kurumsal firmalara da danışmanlık hizmeti verebiliyor. Tecrübeli aktüerlerin finans sektörüne her zaman lazım olduğunu vurgulayan Alper bey, kendisi de şirketinde iki genç aktüer çalıştırıyor. Mesleğini gençlere gönül rahatlığıyla tavsiye edebileceğini söyleyen Alper bey, yaptığı işten elde ettiği gelirin beklentisini karşıladığının da altını çizdi.

Alper ÜNLENEN - Aktüerler Derneği Başkan Yardımcısı

            “Aktüer kendini iyi pazarlamalı”


            Her mesleki alanda olduğu gibi Aktüerya’da başarılı olmanın koşulu da kendini geliştirmekten geçiyor. Aktüerlerin sayısı ihtiyacın çok altında olmasına rağmen, şirketler aktüer seçimi konusunda oldukça dikkatli davranıyor. Sonuçta şirketin geleceğine yön vermek için bilgi aldıkları kişiye güveniyor olmaları şart. Bu güveni sağlamak için de ilk şart olarak işini gerçekten iyi bilen ve severek yapan biri olmak gösteriliyor. Serbest çalışmayı ve kendi işinin patronu olmayı her zaman daha iyi bir tercih olarak gördüğünü belirten Alper bey, bu sektörde tutulan bir kişi olmanın en önemli kuralının kendini iyi pazarlamak olduğunu söyledi. Bir aktüerin bir şirkette uzman olabileceği gibi, yeteneğine bağlı olarak genel müdür de olabileceğini belirten Alper bey, aktüerin çalışırken baskı hissetmemesi gerektiğinin de altını çizdi.

(Bu bir fotoğraflı haberdir)

Haber: Şahin ALP
Fotoğraflar: Şahin ALP

20 Mart 2015 Cuma

Bin bilsen de bir bilene DANIŞ

Bazılarımızın çoğu zaman sadece tabelasını okuyup geçtiğimiz, fakat okul çağında çocuğu olanlar içinse çok şey ifade eden bir kurum Milli Eğitim Bakanlığı’nın rehberlik ve araştırma merkezleri. Her ilde ve ilçede bulunan, genellikle okullara yakın yerlerde kurulan bu merkezler, öğrencilerin her türlü problemlerini çözmek ve onlara rehberlik etmek amacıyla çalışmalar yürütüyor. Öğrencilere ailevi sorunlarından tutun da derslerine,  hocaları ve arkadaşlarıyla ilişkilerine kadar her anlamda destek veriyor. Bir çok psikolojik danışmanın çalıştığı bu kurumlarda, gençlerin ileriye dönük hedefleri ve meslek seçimleri konularında da rehberlik hizmeti sunuluyor. Geleceğin yetişkin bireyleri olacak okul çağındaki gençler, bu kurumlarda çalışan danışmanların tavsiye ve bilgilendirmeleri ile ilerde yapmak istedikleri mesleklere karar veriyor.

Leyla ZERENOĞLU - Psikolojik Danışman  
            
               Yeni mesleklerin okullardaki gençlere tanıtımının yapılması, rehberlik öğretmenlerinin görevleri arasında. Bunun yıllık planlamasını da mevzuat değişene kadar rehberlik ve araştırma merkezleri yapıyordu. Ayrıca okullardaki rehber hocalar sene içerisinde öğrencilere uyguladıkları testler ve anketlerle, hangi öğrencinin hangi alana eğilimi olduğunu belirleyebiliyor, yetenekli olduğu taraflarını geliştirmesini sağlıyor. Bu bağlamda biz de bu hafta hem okulda rehber öğretmenlik yapmış, hem de şu an Şişli Rehberlik ve Araştırma Merkezi’nde Psikolojik Danışman olarak görev yapan Leyla Zerenoğlu ile bir röportaj gerçekleştirdik. 29 yıldır bu mesleği yapan Leyla hanım, hem okulda rehber öğretmenlerin, hem de rehberlik ve araştırma merkezinde kendilerinin öğrencilere meslek seçimiyle ilgili nasıl yardımcı olduklarını ve yeni mesleklerin tanıtımı için ne gibi çalışmalar yürüttüklerini anlattı.

Leyla hanım, Şişli Rehberlik ve Araştırma Merkezinde çalışıyor




Haber : Şahin ALP
Fotoğraflar : Şahin ALP
Kamera : Şahin ALP
(Bu bir multimedia haberdir)

13 Mart 2015 Cuma

Nükleer, doğru kullanıldığında hayat kurtarır

Eminim ki “nükleer” kelimesi benim gibi herkesin zihninde olumsuz bir çağrışım yapıyordur. Genelde “enerji” kelimesi ile yanyana kullandığımız ve faydalarından çok zararlarını öğrendiğimiz nükleer kelimesi, “tıp” kelimesinin yanında kullanıldığında bu olumsuz çağrışım biraz olsun yok oluyor. Nükleer aslında, atom çekirdeği ile ilgili, çekirdeksel gibi anlamlara gelmektedir. Nükleer Tıp ise, canlılara verilen radyoaktif maddelerin yaydıkları ışınların özel yöntemler ve cihazlarla dışarıdan sayımı, görüntü halinde izlenmesi ve tanımlanması ile tehşis konulmasını sağlayan tıp dalı. Tıp öğrencilerinin gözdelerinden olan Nükleer Tıp Uzmanlığı, günümüzde rağbet gördüğü gibi, geleceğin meslekleri arasında da yerini almış durumda. Türkiye’de bu alanda uzmanlığını alan ilk kişilerden biri ise Nükleer Tıp Uzmanı Doktor Mari Benli.

Uzman Doktor Mari Benli - Nükleer Tıp Uzmanı

Türkiye’nin ilk nükleer tıp uzmanlarından

Doktor Mari Benli, İstanbul doğumlu, Ermeni asıllı bir Türk vatandaşı. Robbert College’den mezun olan Mari’nin Nükleer Tıp alanına yönelmesi, 80’li yıllarda Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ndeyken gerçekleşmiş. Fizik, kimya ve matematik derslerine olan ilgisinden dolayı okulda arkadaşlarının “Marie Curie” adını taktıkları Mari, tıp fakültesini bitirdiği sene Cerrahpaşa’da Nükleer Tıp alanında uzmanlık verilmeye başlandığını duyduğunda, hiç tereddüt etmeden bu alana yönelmeyi seçmiş. Tıp fakültesini cerrah olma isteğiyle seçen Mari’nin bu alana yönelmesinde, annesinin söylediği “Ben senin insan kesmeni istemiyorum kızım” cümlesi de etkili olmuş. Ülkemizde Nükleer tıp alanının ilk uzmanlarından biri olan ve 35 yıldır bu alanda çalışan Doktor Mari, bu tercihinden dolayı hiç bir zaman pişmanlık duymamış. Günümüzde Florence Nighingale hastanesinde çalışan Doktor Mari, bugün Türkiye’nin en iyi nükleer tıp uzmanları arasında gösteriliyor.

Tıbbi cihazlardan elde edilen görüntüler bilgisayar ortamında inceleniyor


Kim demiş radyoaktif madde zararlıdır

Hastalıkların teşhisinde radyoaktif maddelerin kullanımı temeline dayanan Nükleer tıp uzmanlığı, sağlık sektöründeki diğer uzmanlık alanlarına göre daha tehlikeli olarak görülüyor. Ancak gerekli önlemler alındığı ve kurallara uyulduğu sürece bu alanda çalışmak son derece güvenli. Atom Enerjisi Kurumu da Nükleer tıp alanında çalışanlara yılda iki kez kan sayımı ve yılda bir kez de cilt ve göz kontrolü yaptırıyor. Doktor Mari de, uzun yıllar bu mesleğe devam etmesine rağmen, bugüne kadar bununla ilgili herhangi bir sağlık problemi yaşamadığını ifade etti. Ancak hamile olan ve bu alanda çalışan kadınların dikkatli olmaları konusunda da uyardı.

Nükleer Tıp Uzmanı aranıyor

Dünya ile neredeyse aynı anda Türkiye’de de uzmanlık verilmeye başlanan Nükleer tıp alanında uzman ihtiyacı kolayca kapanacak gibi görünmüyor. Günümüzde ülkemizdeki çalışma alanı kısıtlı olmasına rağmen, Nükleer Tıp uzmanlarının sayısının da oldukça düşük olması, Tıp öğrencilerinin bu alana eğilmelerinde başlıca sebeplerden biri. Doktor Mari, genç meslektaşlarının bu alanda uzmanlaşmayı seçmeleri halinde pişman olmayacaklarının altını çizdi. Çalışma koşullarının son derece rahat olduğunu belirten Mari, bu alanda genellikle nöbet sistemi olmadığı için insanı çok fazla zorlamadığını ifade etti. Ancak gençlerin uzmanlaşmak istedikleri alanı, çalışma koşullarını görerek karar vermeleri gerektiğini vurgulayan Mari, diğer türlü bir uzmanlık alanına başlamanın hayal kırıklı ile sonuçlanacağını belirtti.

Nükleer tıp kliniğinde hastaların rahat etmesi için her ayrıntı düşünülüyor


Teknolojiye adaptasyon önemli

Teknolojideki gelişmelere bağlı olarak nükleer tıp alanında kullanılan cihazlar da gün geçtikçe daha da gelişiyor. Radyoaktivite sayıcıları, Gamma Kamera ve PET-CT gibi aygıtlatın kullanıldığı nükleer tıp alanında uzmanlaşmak isteyen gençlerin teknolojiye meraklı olmaları, bu alanda kendilerini geliştirmeleri konusunda kendilerine büyük fayda sağlıyor. Daha bilgisayarların günlük hayatta kullanılmaya başlamadığı dönemde bu alanda uzmanlık alan Doktor Mari, fizik, kimya ve matematik’te olduğu kadar teknolojik gelişmeleri takip ve bu gelişmelere adaptasyon konusunda da oldukça iyi olduğunu söyledi. Çok fonksiyonlu hesap makinaları kullanırken, bir anda bilgisayar kullanımına geçtiğini belirten Mari, nükleer tıp uzmanı olmayı düşünenlerin teknolojiye adaptasyonlarının da çok iyi olması gerektiğinin altını çizdi.

Doktor fedakar olmalı

Tıp fakültesinde öğrenim gören tüm gençlere, uzmanlık için nükleer tıp alanı en iyi seçimlerden biri. Özellikle kendisine ve ailesine vakit ayırmak isteyen, sağlık sektöründe temiz ve rahat bir ortamda çalışmak isteyenlerin en gözde alanlarından. Tüm genç meslekteaşlarına tereddütsüz bir şekilde bu alanı önerebileceğini söyleyen Doktor Mari, gelecekte bu alanda daha çok uzmana ihtiyaç duyulacağı görüşünde. Uzmanlığını bu alanda yapacak olan kişilerin ekonomik yönden bir kaygılarının olmaması gerektiğini ve beklentilerini karşılayabilecek bir ücretle çalışmaya başlayabileceklerini belirten Mari, işini severek yapan herkesin başarılı olabileceğine ve ekonomik kaygılar taşımayacağına inandığını ifade etti. Mari, genç meslektaşlarına son öğüt olarak ise şu önemli noktayı hatırlattı: “Tıp okumayı seçiyorsan, fedakar olacaksın.”

Haber : Şahin ALP
Fotoğraflar : Şahin ALP
(Bu bir fotoğraflı haberdir)

6 Mart 2015 Cuma

Her şeyin başı yazılım

           1987 ABD yapımı filmde çete üyeleri bir polis memurunu acımasızca öldürür. Ardından, Alex Murphy adındaki bu polisin ölü bedeni çelikten yapılmış bir robot ile birleştirilir. Böylece Murphy,  film boyunca suçluların korkulu rüyası, gönüllülerin kahramanı ‘RoboCop’ olarak adaleti sağlar ve hafızalara kazınır.  İnsanların hayatında adalet sağlayan, yarı insan yarı robot şekilde gönüllerde taht kurmuş olan Murphy midir yoksa onun bedenine geçirilen teneke yığını mıdır? Aslına bakarsanız ikisi de değildir. İş, robotu oluşturan ‘Yazılım’dadır. Yani gerçekte bu filmdeki kahraman, bilgisayar başında yazdığı kodlarla RoboCop'a hayat veren yazılımı üreten yazılım mühendisidir.

Uğur DEDE - Yazılım Mühendisi
           
           Günlük hayatımızın neredeyse tüm hücrelerine nüfus etmiş olan teknolojinin sırrı aslında RoboCop’taki gibi yazılımdadır. ‘’Bilgisayar sistemini oluşturan donanım parçalarının yönetimini ve kullanıcıların işlerini yapmak için gerekli olan komutlar topluluğu’’ olarak tanımlanan yazılım günümüzde gelişen teknolojiye paralel olarak oldukça önemli bir alan haline gelmiştir. Otomotiv, telekomünikasyon, bankacılık sektöründen tutun da akıllı telefonlarımızda oynadığımız baloncuklu oyunların oluşturulmasına kadar bir çok alanda kullanılan yazılım, şüphesiz bugün gözde mesleklerden birisi oldu. Gönüllerde taht kuracak yeni nesil RoboCoplar üretmekse artık yazılım mühendislerine düşüyor.

Uğur DEDE - BLK Bilgi Sistemleri Yazılım Mühendisi 


                                   

Haber : Şahin ALP
Fotoğraflar : Şahin ALP
Kamera : Şahin ALP
(Bu bir multimedia haberdir)